Bariatrik cerrahi sonrası dönem, obezite ve metabolik hastalıkların kontrolünde sadece ameliyatla sınırlı kalmaz; fonksiyonel tıp yaklaşımıyla desteklenmesi gereken yeni bir metabolik evredir. Bu süreçte beslenme-emilim farklılıkları, mikrobiyota değişimleri, glisemik dalgalanmalar, kas-kemik kaybı ve vitamin-mineral dengesizlikleri görülebilir. Fonksiyonel Tıp, bu sorunları kişiselleştirilmiş ve kök nedenlere inen bir bakışla ele alarak standart takiplerin ötesinde bütüncül bir çerçeve sunar.
1) Bariatrik Cerrahi Sonrası Kişiselleştirilmiş biyokimyasal izlem
Son 5 yılın verileri, ameliyat öncesi ve sonrası dönemde “D vitamini, demir, folat, selenyum” gibi eksikliklerin sanılandan daha yaygın olduğunu gösteriyor. Örneğin 2023 tarihli bir kohort çalışmasında, ameliyat öncesi D vitamini yetersizliği %30’a, demir %13–22’ye, selenyum ise belirli gruplarda %39’a ulaşıyor; Sleeve Gastrektomi (SG) sonrası 6. ayda “folat” eksikliği belirgin biçimde artabiliyor. Bu nedenle hedefe yönelik dozların ve bireye göre tamamlayıcı planların önemi büyük. Fonksiyonel yaklaşım; ferritin, transferrin satürasyonu, 25-OH D, B12/folat, çinko, bakır, selenyum gibi göstergeleri kişisel risklere göre periyodik izlemeyi vurgular.
Bariatrik cerrahi sonrası, bu izlem ve tedavi yöntemleri, hastaların sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olmaktadır.
2024’te yayımlanan bir çok merkezli analiz, uygun tıbbi-beslenme yönetimi yapıldığında farklı ameliyat tipleri arasında 24. ayda vitamin A, D, kalsiyum, demir, B12 eksiklik hızlarının benzer düzeylere indiğini; Biliopancreatic Diversion/Duodenal Switch (BPD-DS) hastalarında A ve D için daha yüksek başlangıç dozlarının gerekebileceğini bildirdi. Bu tür bulgular, fenotipe göre planlanlamayı destekler.
Ayrıca ASMBS-IFSO 2022 kılavuzları, Bariatrik ve Metabolik Cerrahi aday ve hastalarında uzman diyetisyen eşliğinde beslenme değerlendirmesini ve maladaptif yeme davranışlarının erken yönetimini standardın parçası yapar; fonksiyonel programlar bu çizgiyi kişiye özgü laboratuvar, semptom ve yaşam tarzı verileriyle derinleştirir.
2) Mikrobiyota ve bariyer sağlığına odak
Bariatrik cerrahi bağırsak mikrobiyotasında kalıcı dönüşümler oluşturur; disbiyoz kısmen düzelir, safra asidi–FGF19 ekseni gibi hedefler üzerinden metabolik iyileşme desteklenir. Fonksiyonel yaklaşım; lif, polifenol, yeterli protein ve iyi tolere edilen probiyotik/prebiyotik stratejileriyle bu ekosistemi desteklemeyi amaçlar (kişide intolerans ve cerrahi tipine göre titrasyonla).
3) Glisemik dalgalanmalar ve geç dumping
Ameliyat sonrası Post-Prandiyal Hipoglisemi (PPH) düşündüğümüzden daha sık; Sürekli Glikoz Ölçümü (SGÖ) kullanılan çalışmalarda Gastrik Bypass/SG sonrası PPH prevalansı %50’ye kadar bildirilebiliyor. Fonksiyonel protokoller; SGÖ ile glisemik profil takibi, öğün içeriği ve zamanlamasının (protein/yağ-lif dengesinin) düzenlenmesi ve gerektiğinde farmakolojik seçeneklerin (klinik endikasyonla) değerlendirilmesi gibi araçları bir arada kullanır.
4) Sarkopeni (kas kaybı) riskini azaltma: protein + direnç egzersizi
Hızlı kilo kaybı döneminde iskelet kası ve kemik mineral kaybı riski artar; bu durum günlük yaşam kalitesini ve glisemik kontrolü olumsuz etkileyebilir. 2022 sistematik derlemeleri, direnç egzersizinin kas fonksiyonu ve performansı iyileştirdiğini; protein odaklı beslenmeyle birlikte sarkopeni riskini düşürebildiğini bildiriyor. Fonksiyonel Tıp, vücut kompozisyonu, protein hedefleri, D vitamini-kalsiyum ve direnç egzersizi reçetesini bir paket olarak ele alır.
5) Yaşam tarzı ve semptom yönetişimi: fonksiyonel tıp ile bütüncül ama ölçülebilir
Fonksiyonel bakış; uyku kalitesi, stres yönetimi, duygu-durum ve yeme farkındalığı gibi metabolik gürültüyü artıran etkenleri sistematik şekilde tarar. Bu çerçevede; “yeme günlüğü + semptom günlüğü + SGÖ + laboratuvar” dörtlemesiyle hangi gıda hangi belirtiyi tetikliyor? sorusu ölçülebilir veriye dönüştürülür. Bu yaklaşım, örneğin tatlı krizleri/dumping benzeri tabloların tetikleyicisini belirleyip kişiye özel bir öğün zamanlama ve içerik haritası çıkarılmasını sağlar.
Ne kazandırır?
Erken uyarı sistemi: Mikronutrient ve iz elementlerde düşüşler semptom oluşmadan yakalanır; dozlar fenotipe göre ayarlanır.
Semptomdan mekanizmaya köprü: “Yorgunluk–saç dökülmesi–kognitif bulanıklık” gibi şikâyetler laboratuvar, diyet ve glisemik desenlerle eşleştirilir; öneriler somutlaşır.
Kompozisyon koruması: Kilo kaybı sürerken kas kütlesi ve fonksiyonunun korunması hedeflenir.
Uzun dönem sürdürülebilirlik: Mikrobiyota-diyet-uyku-stres ekseninde kişiselleştirilmiş bir “bakım ekosistemi” oluşturulur.
Fonksiyonel Tıp, Bariatrik Cerrahi sonrası klasik kılavuz-temelli yaklaşımları ikame etmez; tam tersine, onları kişiye özel ölçüm ve müdahalelerle güçlendiren bir üst çerçeve sunar. Disiplinler arası bir ekiple yürütüldüğünde; erken tanı, hedefe yönelik takviye, glisemik istikrar ve kas-kemik sağlığı gibi alanlarda somut kazanımlar sağlayabilir.
Prof. Dr. Halil Coşkun
Kaynak: ASMBS & IFSO Clinical Guidelines, 2022. Metabolic and Bariatric Surgery Guidelines. (Beslenme değerlendirmesi, uzun dönem izlem ve sonuç raporlama standartlarını tanımlar.) [asmbs.org]



